8 Ekim 2014 Çarşamba

Mardin Bienali "Erteleme" Duyurusu ...


“Mitolojiler” konseptli 3. Mardin Bienali’ni coğrafyamızdaki halkların yaşadığı acılar nedeniyle ileri bir tarihe erteliyoruz. Sanat susmaz, susmayacak ancak vakit çocuk çığlıklarını duymanın vaktidir.
Bizler 3. Uluslararası Mardin Bienali Ekibi olarak, Mezopotamya ve Anadolu arasında önemli bir kesişim ve etkileşim alanı olan Mardin’de, “Mitolojiler” konseptiyle, iki uygarlığın ortak belleğini antik çağlarda olduğu gibi dünyanın her köşesiyle harmanlayıp, yeni sentez işlerle yaşadığımız bin yılın sorumluluğunu yerine getirip, o şehirlerin, o ülkelerin sınırlarını aşan akıl almaz renk ve zenginlikteki kültür denizine kendimizce birkaç damla katmak istemiştik. Bunu yapmaya çalıştığımız dönemde, Mezopotamya’nın içinde bulunduğu süreç oldukça manidardı. Son derece ciddi gelişmelerin yaşandığı bu süreçte, sadece belirli coğrafyaların yeniden haritalandırılmasına değil, halkların geleceklerini belirleyecek bir döneme şahit olmaktaydık. Bunun için Kobanê kuşatmasına ya da Êzidîlere yapılan saldırılara, Êzidî halkının karşı karşıya geldiklerine bakmak yeterli.
Biliyorduk; birileri Mezopotamya ovasını kan deryasına boyarken, birileri Babil Kulesini inşa ediyordu; birileri insanları, evlerini ve düşlerini talan ederken, birileri de yazıyı icat ediyor ve büyük tapınakların duvarlarına mitolojileri resmediyordu. Karanlık ne kadar barbarca ve zulümle gelirse gelsin, ışık her zaman ‘’bu topraklarda’’ vardı ve kendini korkusuzca karanlığın önüne attı. Aydınlığın kendini ilk var ettiği alan da hep sanat oldu. Umudun bitti dendiği yerde ışık sanatla var oluyordu. Biz Uluslararası Mardin Bienali, “Mitolojiler” ile bunun en doğru zaman olduğunu düşündük. Karanlığın en barbarca kendini dayattığı bu günlerde sanat ile bir çığlık, bir mum yakmak istedik, Mezopotamya’nın Kuzeyinden veya Anadolunun Güneydoğusundan… Çığlığımız “ışık var” demek, çığlığımız “mitolojiler yaşıyor” demek, çığlığımız “yarın birlikte daha güzel olabilir” demek ve çığlığımız “sanat ile daha güçlü, daha güzel olabilir” demekti.
Lakin çığlığımız korkusuzca kendini bu ana kadar getirirken bizim sesimizden, bizim çığlığımızdan daha büyük bir ses duymaya başladık. Bu çığlığın adı Kobanê, bu çığlığın adı Şengal… Bu çığlığın adı vicdanın barbarlık karşısındaki duruşu. Bu çığlık, bu topraklarda yaşayan herkesin yüreğinde kanayan yara. Korkmuyoruz, inanıyoruz ve umutluyuz.
17 Ekim-17 Kasım tarihleri arasında yapmayı planladığımız 3.Mardin Bienalini yanı başımızda vuku bulan acıların görülmesi ve duyulması için erteliyoruz. Sanatçılarımızın ve Mardin halkının desteği hep bizimle oldu ve olmaya devam edecek. Çok yakın bir gelecekte çocukların değil sanatın çığlığıyla bir arada olacağız…
Mardin Sinema Derneği
Döne Otyam, Ferhat Özgür, Fırat Arapoğlu, Mehmet Baran, Sait Tunç, Mesut Alp, Fikret Atay, Hakan Irmak, Ferhat Satıcı, Hülya Özdemir, Claudia Segura Campins,Canan Budak, Can Bulgu

4 Mart 2014 Salı

fuck the World, we know...


"The Walking Dead 4. sezondan"

(( Darly & Beth ))




_______________________________________________________

9 Ocak 2014 Perşembe

(((((((((( MÜPHEM, SARHOŞ, KÖPEK ! ))))))))))


CerModern’in yeni güncel sanat alanı HUB Sanat Mekan, altıncı sergisinde Kitschen Güncel Sanat İnisiyatifi’nin “Müphem , Sarhoş, Köpek” sergisine ev sahipliği yapıyor.

21.01.2014-01.03.2014 tarihleri arasında görülebilecek olan sergi, yakın dönem siyasi belleğimiz üzerine farklı sanat disiplinlerinden bir araya gelen başkentli sanatçıların gözünden izleyiciye aktarılıyor.


* BASIN BÜLTENİ

Sanat eseri olarak ele alınmış bir mermer parçası üzerinde yer alan bir çatlak politik midir? Ya da tek bir nota politik olabilir mi? Sanatsal üretim ister istemez, içinde bulunduğu sosyal hayatın izlerini taşır ve her iz tarihe düşülen politik bir hamle olarak elbette okunabilir. Bu anlamlarıyla sanatsal üretim, pekala politiktir diyebiliriz. Peki, sanatçı açısından bakıldığında; “Politik sanatçı” tanımlaması anlam olarak doğru mudur? Hayır. Çünkü her sanatçı, ister istemez politik olarak bir tarafta durur; yani her sanatçı zaten politiktir.

Ancak, politik olmakla, politik meseleleri doğrudan dert edinmek arasında bir fark olduğunu düşünebiliriz. Bu anlamda bazı işler, sanatçılar ve sergiler politik olmanın ötesinde, politik olmayı doğrudan amaçlarlar.

“Müphem, Sarhoş, Köpek!” başlıklı sergi de politik olmayı hedefler.

Sergi üç metafor üzerinden ilerler: Bunlar, ‘Müphem, Sarhoş ve Köpek’ kelimeleridir. Bu üç kelime bu coğrafyada yaşanan yakın dönem siyasi hayatını mercek altına alır ve alt göndermeleri yakın dönem siyasi deneyimlerimize, pratiklerimize yöneliktir. Sergi, bu tema çerçevesinde yaşanan tüm tartışmaları belleğimizde taze tutmak ve bu tartışmaları ileriye dönük dip dalgaları olabilmesini sağlamayı amaçlamakla beraber, farklı sanat inisiyatiflerinden katılımcıları, akademik kökenli ya da serbest çalışan sanatçıları da bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Çünkü, bize göre; “Müşterek belleğimiz olduğuna inandığımız yakın dönem siyasi deneyimlerimiz ve pratiklerimiz bizlere birlikte hareket etmenin, bütünleşmenin, ortak haklarımızı birlikte aramanın ve paylaşmanın önemini hatırlattı.”
Kitschen Güncel Sanat İnisiyatifi

Kitschen Güncel Sanat İnisiyatifi tarafından teması belirlenen ve derlenen sergi, HUB Sanat Mekan’da 21.01.2014 tarihinde verilecek olan açılış kokteylinin ardından, 01.03.2014 tarihine kadar görülebilecektir.

Katılan Sanatçılar: Alper Aydın / Baran Çağinli / İlker Çelen / Serkan Demir / Erdal Duman / Fırat Engin / Elif Varol Ergen / Engin Esen / Şinasi Güneş / Bora Gürdaş / Aslı Işıksal / Mustafa İlhan / Ekin Kılıç / Deniz Cemal Koşar / Sılacan Köseler / Umay Yılmaz Kutay / Aykut Öz / Seval Şener / Ali Şentürk / Erinç Ulusoy

Adres: Altınsoy Cad. No:3 06101 Sıhhıye, Ankara, Türkiye
T: 0 312 310 00 00 /144
F: 0 312 310 10 00
W: http://cermodern.org/